Trump’ın Rusya’ya yönelik yeni ticaret yaptırımları kendi ayağına kurşun sıkmak anlamına geliyor

Donald Trump, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı. Kaynak: Pixabay

Berlin, Almanya (Weltexpress). Donald Trump’ın Rus gübrelerine yüzde yüz gümrük vergisi uygulama tehdidi, özellikle ABD tarımının Rus ithalatına bağımlı olduğu ve alternatif tedarikçi ülkeler olan Kanada, Fas ve Brezilya’ya zaten yüksek gümrük vergileri uyguladığı için, bir başka dahice hamle.

28 Temmuz’da İskoçya’da demokratik olarak seçilmemiş AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile yaptığı görüşmede, ABD Başkanı Donald Trump, Rusya’ya Ukrayna’daki savaşı sona erdirme ultimatomunun süresini 50 günden 10 ila 12 güne indirdi. Trump, Başkan Vladimir Putin’e, Moskova’nın 7-9 Ağustos tarihlerine kadar Vladimir Zelensky ile bir anlaşmaya varmaması halinde ABD’nin Rusya’ya ve Rusya’nın savaş çabalarını destekleyen tüm ülkelere yeni yaptırımlar ve “sert gümrük vergileri” uygulayacağı uyarısında bulundu.

Öngörülemez narsist Trump’ın son çılgınlığına ilişkin ilk yorumunda, eski CIA analisti Larry Johnson, “Trump’ın Moskova’ya verdiği yeni, kısaltılmış süre kolektif bir esnemeyi tetikledi” diye yazdı. Böylece tam isabetli bir yorumda bulundu, çünkü Rus-ABD ticaret verilerine daha yakından bakıldığında, Rusların Trump’ın korkunç tehdidine karşı neden korkudan donup kalmadıkları anlaşılıyor.

Son beş yılın verilerine (2020 başından 2024’e kadar) dayanarak, aşağıdaki bölümlerde ABD-Rusya ticaretinin dinamikleri özetleniyor ve ardından “cehennemden” gelecek olası yaptırım ve gümrük vergilerinin olası etkileri analiz ediliyor. Son olarak, iki ülke arasındaki mal ticaretinin tamamen durması durumunda ABD ve Rusya’nın hangi ikame seçeneklerine sahip olacağı ve bunun her iki ülkenin iç pazarlarındaki fiyat gelişmelerine ne gibi etkileri olacağı incelenmektedir. Bu konuda önceden bir not: Trump, tehdidini hayata geçirirse ekonomik olarak kendi ayağına kurşun sıkmış olur, oysa Rusya, Batı ülkeleri dışındaki ülkelerden kalan az sayıdaki ABD ithalatını sorunsuz bir şekilde temin edebilir.

Şubat 2022’de başlayan Rus askeri operasyonu (SMO) nedeniyle, ABD ve Rusya arasındaki ticaret, yaptırımlar, savaş kaynaklı kısıtlamalar ve jeopolitik gerilimler nedeniyle önemli ölçüde azaldı. Aşağıdaki Tablo 1’de, 2020’den 2024’e kadar ABD ve Rusya arasındaki ikili ticaretin toplamına ve en önemli ürün kategorilerine ilişkin ayrıntılı bir özet bulunmaktadır (ABD Nüfus Sayımı Bürosu verilerine dayanmaktadır).

Tablo 1’e bakıldığında şu temel sonuçlar ortaya çıkmaktadır:

– 2021, enerji fiyatlarındaki artış nedeniyle ticaret hacminin en yüksek olduğu yıl olmuştur.

– 2022’den itibaren yaptırımlar ticaretin önemli ölçüde azalmasına neden olmuştur.

– ABD’nin Rusya’ya ihracatı 2021’den 2024’e kadar yüzde 90’ın üzerinde azaldı.

– Enerji ithalatı önemli ölçüde düştü ve fosil enerji ithalatı, örneğin ABD’de dizel üretimi için kullanılan Rus ağır fuel oil, sıfıra geriledi; bunun yerine ABD’nin ithalatı gübre ve metallere kaydı.

– ABD’nin ticaret açığı önemli ölçüde azaldı – 2021’de 23,3 milyar dolardan 2024’te 2,5 milyar dolara düştü.

– Rusya’nın ABD’den ithalatı 2024’te yarım milyar doların biraz üzerine düştü, bu da Rusya’nın toplam ithalatının çok küçük bir kısmını oluşturuyor.

ABD ve Rusya arasındaki ticaret dinamiklerinin en önemli ürün kategorilerinde (makine, ilaç ve tıbbi teknoloji, tarım ürünleri, gübre, değerli metaller, mineral yakıtlar ve inorganik kimyasallar) ayrıntılı rakamları, incelenen dönem için Tablo 2’de listelenmiştir.

Ticaret verilerinin analizi, tüm mal kategorileri arasında ABD’nin Rusya’dan ithalatında en az düşüşün gübrede olduğunu göstermektedir. 2020’den bu yana ABD’nin Rusya’dan ithalatı 22,5 milyar dolardan 2024’te 3,1 milyar dolara düşerek 2020’nin sadece %13,7’sine gerilemiş olsa da, gübreler önemli bir ithalat kalemi olmaya devam etmiştir. Bu kategoride de neredeyse yarı yarıya (2021’den 2024’e kadar yüzde 38) bir düşüş kaydedildi.

Ancak Rusya, 2024 yılında ABD’ye 1,3 milyar dolarlık, özellikle azotlu gübre ihracatı gerçekleştirdi. Böylece, geçen yıl ABD’nin toplam gübre ithalatında Rusya’nın payı hala yüzde 18’e yakındı. Washington için sorun, bu payın diğer kaynaklardan yapılan alımlarla kolayca ikame edilememesi ve bunun ABD tarım sektörü ve gıda üretimi için Rusya’ya önemli bir bağımlılık anlamına gelmesidir. Bu durum, gelecekteki gıda fiyatları üzerinde etkisiz kalmayacaktır.

Rusya, Kanada’dan sonra ABD’nin ikinci büyük tedarikçisidir. Kanada, 2024 yılında 3,5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirerek ABD’nin Rusya’dan yaptığı alımlardaki azalmayı kısmen telafi etti. Fas ve Brezilya da potas ve fosfat gibi hammaddeleri tedarik edebilir. ABD de kendi içinde azot ve fosfat üretiyor, ancak bu üretim ihtiyaçlarının sadece yüzde 50’sini karşılıyor. Geri kalanı, maliyet avantajları nedeniyle geçmişte ithalatla, özellikle Rusya’dan karşılanıyordu.

Rusya’nın ABD gübre pazarındaki payının ikame edilmesi mümkün olmakla birlikte, Kanada’nın da 2024’ten itibaren yüksek gümrük vergileriyle karşı karşıya kalması nedeniyle bu zor bir görev. Aynı zamanda, Fas ve Brezilya’nın bir sonraki ekim dönemine kadar Rusya’nın sağladığı miktarı (2024 yılında 6,7 milyon ton potas, 4,6 milyon ton üre) kısa vadede ve yeterince hızlı bir şekilde ikame etmesi imkansızdır.

CF Industries veya Compass Minerals gibi sektör şirketleri tarafından yerli üretimin genişletilmesi, iki ila beş yıllık bir ön hazırlık süresi ile birlikte devasa yatırımlar gerektirecektir. ABD hükümetinin koruyucu gümrük vergilerini sürdüreceğine dair bir garanti olmadan, hiçbir özel şirket, gümrük vergilerinin kaldırılması durumunda her an daha ucuz ithal ürünlerle ikame edilebilecek bir ürünün üretimine pahalı yatırımlar yapmaya istekli olmayacaktır.

Bu da, yerli üretimin ancak devletin alacağı önlemlerle gübre fiyatlarının gelecekte de mevcut seviyenin üzerinde tutulması halinde genişletilebileceği anlamına geliyor. Ancak bu da şüpheli, çünkü bu önlemler ABD’de gıda fiyatlarını artıracak ve buna bağlı olarak ters yönde büyük bir siyasi baskı ortaya çıkacaktır.

Üretilen gübrelerin fiyatları bu yıl şimdiden hareketlenmeye başladı ve üre fiyatları yüzde 23 artarak ton başına 310 dolara, monoamonyum fosfat (MAP) fiyatları yüzde 38 artarak ton başına 572 dolara, diamonyum fosfat (DAP) fiyatları ise yüzde 10 artarak ton başına 521 dolara yükseldi.

Uzmanlara göre, Rus gübrelerinin Kanada veya yerli kaynaklarla ikame edilmesi, üretim maliyetleri ve Kanada ithalatına uygulanan gümrük vergilerinin artması nedeniyle fiyatları yüzde 10 ila 20 daha artıracaktır. Trump’ın 2025 yılında Rus gübrelerine yüzde 100 gümrük vergisi getirme önerisi, üre fiyatlarını yüzde 30 ila 50 artırabilir. Bunun gıda fiyatlarına etkisi de aynı şekilde olacaktır.

Gübre fiyatlarındaki artış, özellikle mısır, buğday ve pirinç gibi gıda üretim maliyetlerini artıracak ve bu da ABD gıda fiyatlarında yüzde 5 ila 10’luk bir artışa yol açabilir.

Başka hiçbir ürün kategorisinde ABD ithalatı Rusya’ya bağımlı değildir. Değerli metallerde (platin, altın, paladyum vb.), Trump’ın Güney Afrika’dan ithalata uyguladığı yüzde 30’luk gümrük vergisine rağmen, Rusya’nın tedarikleri (2024’te 878,1 milyon dolar) Güney Afrika (3,5 milyar dolar) tarafından ikame edilebilir.

İnorganik kimyasallarda Kanada ve Çin, Rus tedariklerini (683 milyon dolar) önemli bir fiyat artışı olmadan sorunsuz bir şekilde ikame edebilir.

Uranyumda Rus ithalatı önemliydi, ancak Avustralya, Kanada ve Kazakistan alternatifler sunuyor (Trump’ın yüzde 10 ila 27’lik gümrük vergileri ile).

Rusya’nın ABD ithalatına bağımlı olduğu iddiasına gelince, tüm uzmanların oybirliğiyle bu bağımlılığın sıfır olduğu konusunda hemfikir. Bu, geçen yıl ABD’den ithal edilen 526,1 milyon (milyar değil) dolarlık mal değerinden bile anlaşılabilir. 2024 yılında Rusya, ABD’den 150 milyon dolarlık tıbbi teknoloji, 120 milyon dolarlık ilaç, 100 milyon dolarlık makine ve 80 milyon dolarlık gıda/kimyasal ithal etti. Bu rakam, 2023 yılında 289 milyar dolar olan Rusya’nın toplam ithalatının sadece bir kısmını oluşturmaktadır.

İkame olanakları açısından Rusya, ABD’den ithal ettiği ürünleri kolaylıkla ikame edebilir. Örneğin, tıbbi ekipman ve ilaçları Çin, Hindistan ve AB’den, gıda ürünlerini ise Brezilya, Çin ve Türkiye’den ithal edebilir. 2023 yılında Hindistan’ın makine ihracatının yüzde 88 artması, Rusya’nın ABD’den ithalata bağımlı olmadığını göstermektedir. Yüzde 5 ila 15 arasında fiyat artışları mümkün olmakla birlikte, ticaret hacminin düşük olması nedeniyle bunların etkisi sınırlı olacaktır.

Sonuç: Rusya, ABD ithalatına neredeyse hiç bağımlı değildir ve Batı dışı ülkelerle olan güçlü ticari ilişkileri sayesinde bu ithalatı kolaylıkla ikame edebilir.

Tabii ki Trump’ın Rus gübrelerine yüzde 100 gümrük vergisi uygulama tehdidi de bir miktar gülünçtür: Kanada, Fas veya Brezilya’dan gelen alternatiflere de yüksek gümrük vergileri uygulayabilecekken neden sadece Rus ithalatını cezalandırmak? Sonuçta, Güney Afrika’dan gelen değerli metallere yüzde 30, Kazakistan’dan gelen uranyuma yüzde 10 ila 27 gümrük vergisi uygulamak, ABD’li tüketiciler ve çiftçilerin fiyatlarını artırmak için kanıtlanmış bir yöntemdir. Neden sadece Rus gümrük vergileriyle yerli tarımı zorlayalım ki, tüm küresel tedarik zincirini kaosa sürükleyebilecekken?

Aslında ABD, Rus gübrelerinin ikamesi konusunda önemli zorluklarla karşı karşıya ve bu durum, özellikle üre ve potas maliyetlerindeki artış nedeniyle gıda fiyatlarında yüzde 5 ila 10’luk bir artışa yol açabilir. Trump’ın Rus gübrelerine uygulayacağı yüzde 100 gümrük vergisi krizi daha da şiddetlendirebilir, alternatif tedarikçiler olan Kanada veya Güney Afrika’ya uygulanan gümrük vergileri ise durumun ironisini vurgulamaktadır: ABD kendi ayağına kurşun sıkarken, Rusya ABD’den ithalatını Çin, Hindistan veya AB’den sorunsuz bir şekilde karşılayabilir.

Vorheriger ArtikelAvrupa’nın İskoç golf sahasında aşağılanması
Nächster ArtikelBaşkomutan Trump, iki ABD nükleer denizaltısının nakledilmesini emretti

Kommentieren Sie den Artikel

Bitte geben Sie Ihren Kommentar ein!
Bitte geben Sie hier Ihren Namen ein