
Berlin, Almanya (Weltexpress). Komünist dergi “Contropiano”, 3 Eylül 2025 tarihinde çevrimiçi portalında, Brüksel’de yürütülen ve ABD ile askeri çekişmede güç kullanarak yeniden zemin kazanmayı amaçlayan ve aynı zamanda bir yoksulluk dönemini başlatan politikayı bu değerlendirmeyle ifşa ediyor. Dergi, Avrupa Savunma Ajansı’nın (EDA) yıllık raporuna atıfta bulunarak, 27 AB üyesinin 2024-2025 iki yıllık dönemde 343 milyar avro gibi rekor bir miktarı savunma harcamalarına yatırdığını ve bunun 2023’e göre yüzde 19’luk bir artış olduğunu belirtiyor. Harcamalar, GSYİH’nin yüzde 2’sine yakın bir oranda, yani geçen yılın Haziran ayına kadar NATO’nun hedefi olan oranda. Bu yıl için bir artış daha bekleniyor ve tahminler 381 milyar avro civarında. EDA’ya göre bu rakamlar, “değişen güvenlik ortamına yanıt olarak Avrupa’nın askeri kapasitesini güçlendirme konusunda üye ülkelerin kararlılığını” yansıtıyor.
Harcamalardaki artış, özellikle rekor düzeyde silah alımları ve araştırma ve geliştirmeye yapılan yatırımlardan (13 milyar) kaynaklanıyor. Contropiano’ya göre, tüm askeri sektördeki yatırımlar 100 milyar barajını (daha doğrusu 106 milyar) aştı ve şu anda toplam harcamaların neredeyse üçte birini oluşturuyor. Bu, EDA’nın veri toplamaya başladığı günden bu yana en yüksek seviye, ancak yine de ABD gibi bir süper güçle ayak uydurmak için yeterli değil. Her şeyden önce, parçalanmış bir askeri-endüstriyel kompleksin getirdiği zorluklar devam ediyor. EDA, “verimliliği en üst düzeye çıkarmak ve AB silahlı kuvvetleri arasında karşılıklı çalışabilirliği sağlamak için daha güçlü bir işbirliği” çağrısında bulunuyor.
Brüksel’de Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi olan ve bu görevle EDA’yı da yöneten Kaja Kallas, bunu açıkça ifade etti: “Avrupa Birliği, üye devletleri ve Avrupa şirketlerini bu girişimde desteklemek için elindeki tüm mali ve siyasi araçları kullanıyor. Savunma bugün bir seçenek değil, vatandaşlarımızı korumak için vazgeçilmez bir gereklilik. Bu, Avrupa savunmasının çağı olmalı.”
Komünist dergi, bunun “yoksullukla mücadele veya çevre koruma çağı değil, savaş çağı” olduğunu açıkça belirtiyor. Avrupa hükümetleri, ihracata dayalı modelin başarısız olmasının ardından, kıtanın boğulmuş endüstrisine yeni bir soluk getirmek için bu yolu seçtiler (on yıllar süren kemer sıkma politikalarının ardından bunu söylemek istemiyor olsalar da). Bu güçlü askeri-Keynesçi yaklaşıma daha fazla kaynak ayırmak için kemer sıkma önlemleri daha da sıkılaştırılıyor. EDA İcra Direktörü André Denk, „NATO’nun yeni hedefi olan GSYİH’nin yüzde 3,5’ine ulaşmak için, yıllık toplam harcamaların 630 milyar avronun üzerine çıkmasıyla daha da büyük çabalar gerekiyor. Ancak, aynı zamanda sıkı bir işbirliği içinde çalışmalı, ölçek ekonomisi elde etmeli ve birlikte çalışabilirliği iyileştirmeliyiz.“ Askeri-sanayi kompleksine tahsis edilecek kamu fonlarının miktarı ve gerçek bir Avrupa savunmasına doğru niteliksel sıçrama, Brüksel’in iddia ettiği gibi gücünü gösterebilmek için açıklığa kavuşturması gereken konulardır.
AB, Washington’dan gelen “dost ateşi” ve Avrupa egemen sınıflarının son on yıllardaki tarihi dönüşümlerde topluluk projesinde gerekli değişiklikleri yapamama beceriksizliği nedeniyle, küresel rekabette özerk bir aktör olarak ortaya çıkma arzusunun başarısızlığa uğramasından dolayı övünüyor.
Kendi başarısızlıklarını kabul edemeyenler, bu askeri çekişmeye giderek daha fazla karışmaya çalışıyor ve şiddetle yeniden zemin kazanmayı umuyorlar. Avrupa Konseyi Başkanı Antonio Costa, birkaç gün önce X’te yayınlanan bir yazısında şöyle yazdı: “Sert güç”ün çok sık üstünlük sağladığı bir dünyada, “yumuşak güç” tek başına yeterli değildir. Bu, felakete doğru bir yarış, ama dişlerine kadar silahlanmış bir yarış.